Pages

19 Nisan 2010 Pazartesi

ayrıldım

Dün onun deyimiyle hayallerindeki ayrılığı ona yaşatarak ayrıldım. Şimdi bana, beni hatırlatan eşyalarını göndermek istiyomuş.Salak gibi adresimi verdim..Gönderince nolacak ki?Almamayı düşünüyorum, bilmiyorum..

Dün böyle değildi, şu an garip bi şekilde kötüyüm..Verdiğim karar için değil ama bilmiyorum, iyi hissetmiyorum..Sanırım çok erken bunu yaptığım için, hiç sevmediğim biri olmadığı için.. Yaşanacak bi şeyler göremediğim için ayrılmıştım, yaptığımdan pişman da diilim ama bişeyler fazla, kötü hissetmemem gerekiyodu.

Ne zaman düzeliceğimi bilmiyorum. Ve daha kaç defa yaşıtım insanlarla yapamadığımı kendime ispatlamam gerekicek bilmiyorum.Daha kaç kere çıkmamam gerektiğini bile bile birileriyle bişeyler yaşicam bilmiyorum. Ne zaman durulcam bilmiyorum..İnsanları harcamayı sevmiyorum..

16 Nisan 2010 Cuma

kısa kısa

Bundan bi önceki sevgilim iyi arkadaşlarından biriyle çok önceleri bi ilişkim olmasını kaldıramadı.. Bana benden şüphelendiğini söyledi ve onu aldatacağımı düşündüğünü yazdı. Hiç bir zaman sevgi kelebeği bir insan olmayarak, benimle facebook ta ilişki durumunu değiştirmek istediğini söyledi, sürekli onu öpmem gerektiğini düşündü ve iki hafta sonunda neden onu sevdiğimi söylemiyorum diye çıldırdı..Karşıma çıkan bütün erkekler çok mu aceleci, yoksa sadece ben mi biraz ağırdan gitmesi gerektiğini düşünüyorum?? Ve evet tabiki o bunları söyledikten sonra ayrılmış olduk.. Ona bu kadar çok şeyi kafasında kurması yerine onun sevgilisi olduğumun farkına varması gerektiğini söyledim.Benden emin oluncaya kadar görüşmicektik, ve hatta hiç bir zaman görüşmüyoruz deyip ondan ayrılmıştım..,
O zaman da anlamıştım, iki insan arasında arkadaş elektriği gelişmeden ilişki başlayınca benim için bir süre sonra geriye hiç birşey kalmıyor..

15 Nisan 2010 Perşembe

sondan geriye karışık

Sonuncu sevgilim.. Hala birlikte olduğum, hiç bir şekilde vakit geçirmek istemediğim, sıkıntılı anlarımın sonuncu eğlencesi. Çok mu acımasız? Merak edilecek bir şey yok, son bir haftadır görüşmüyoruz zaten.. İlk başlarda bir gün boyunca arkadaşlarımdan birine O'nu anlattığımı hatırlarım. Olmasını istediğim ilişki özlemini onda gidereceğime çokca inanmış olacam ki, öyle bir ilişki olmadığını ikinci buluşmamızda farketmeme rağmen, sürdürmemek aklımın ucundan geçmedi. Ben heycanlıydım, meraklıydım, devamının geleceğine, etrafımla birlikte baya inançlıydım.Sonra bütün beklentilerim birer birer gerçekleşmemeye üzerine bir çentik atılmaya başladı.Nasıl mı bu hale geliyorum..

~İlkler Zamanı~

En baştakı heyecanımın çok kısa sürdüğünü belirtelim.Sanki 40 yıldır çıkıyorduk. Ben sanki her an birine aşık olup onu bırakacakmışım kadar heyecansız olmaktan bahsediyorum..

İlk görüştüğümüzde, henüz tam bir birliktelik yokken bir arkadaşımla birlikte bir şeyler içip sohpet ettik. Gayet güzeldi, alıcıydı. Arada elimi tutup, gözlerimin içine bakarak konuşuyordu. Sohpeti güzeldi ve eğlenceli vakit geçiriyorduk, daha sonra herkes kendi hesabını ödedi kalktık..

İlk resmi buluşmamızın konsepti yemek ve sonrasında bir yerlerde bi şeyler içmekti. Bana ''programı ben yaparım.'' dedi ve kocaman bir artı puan kazandı benden. Buluşmaya yakın, bi program yapamadığını ve görevin benim olduğunu söyledi, olmassa spontan takılırmışız.

**Sizce bir kızı tavlamaya çalışan adam biraz ince davranmamalı mı?
Yemeğimizi yedik, hadi kalkalım dedik. ve yine herkes kendi parasını kendi ödedi. Benim yeltenmem, ya da onun önce reddetmesi sonra kabul etmesi gibi bişey söz konusu değildi, ya da herkes kendisininkini ödesin anlaşması da yoktu. Tabiki yeltenir ve her zaman yaptığım gibi yarı yarıya ödemeyi teklif ederdim zaten.--Çünkü herkesin yediğini ödemesini,sürekli birlikte olmak istediğin insanın yanında hayır benimki ''bi kola bi hamburgerdi'' hesabını yapmayı çok yavan buluyorum.En azından hesabı yarı yarıya ödemek, üçü beşi toplama eziyetini ortadan kaldırıyor. --

İlk bir yere bir şeyler içmeye gittiğimizde, yine hesap geldiğinde ben 2 bira içtim 20 lira diye yüzüme baktı..

Hesabımı hiç bir zaman ödemesine gerek yok ve böyle şeyler beni bozmuyor zaten. Ama ''biz'' oluşumuzu resmileştirdiğimiz o akşam yemeğinin inceliğinden eser yoktu.

~Karşılıklı zorlamamaya nooldu?~

Sürekli trip yiyorum. Hayatımda dayanmicağım, çekmiceğim tek şey sevgilimden sürekli trip yemek ve sevgilim tarafından, oraya niye baktın gibi saçma sapan kıskanılmak sanırım.

Hastalıktan öldüğüm sıralarda ne yazık ki görüşemicez dediğim de banane görüşecez tavrını hiç anlamıyorum..

Arkadaşlarımla buluştuğumda, onlarla buluşma benle buluş mentalitesini anlamıyorum.Hayatlarımızın iki ayrı hayat olmaktan çıkıp, tek hayata dönüşmesi düşüncesi dayanılmaz geliyor.Ben neden arkadaşlarımla buluştuğumda rahatsızlık hissetmeliyim?

İstediğim şey olmadığında fazlaca isyankar olabilir ve trip atabilirim gibi bilinçsiz bir itirafa diceğim hiç bişe yok..

~Ben aslında~

Ben aslında onun için kendi hayatımı yeniden düzenlemeyi kabul etmiyorum. Ayrılmayıp bunun bir dönem olduğunu söylemek istiyorum.Ama düşünüyorum ve önüme baktığımda onun için en ufak bişeyden, bir keyfimden, uykumdan ve eğlencemden taviz vermiceğimi düşünüyorum..Oturup konuşmayı seviyorum, vakit geçirmek eğlenceli olabiliyor ama onun gibi bir sevgili istemiyorum.Yanında her zaman eğlenmiyorum-en azından arkadaşlarımdan çok-, benim yanımdan sıkılıp giden birini istemiyorum, arkadaşım olmadan sadece sevgili rolüne bürünmüş birini yanımda istemiyorum..

Ayrılmak için doğru anı bekliyorum. . .

kısadan ilişki

Her zaman yaşadığım şeylere artık tahammül edemediğimden yazmaya karar verdim. Birlikte olduğum erkeklere tahammülümün her geçen gün biraz daha azaldığından dert yandığım için, ve artık bu hoşnutsuzluğumu kimseye söyleyemediğim için yazıyorum. 22 yaşındayım ve daha genç olduğum gerçeğine kuvvetlice sarılıyorum. Zaten sadece bu yüzden bile bir ilişkinin sorumluluğunu almak istemiyorum. Şimdiye kadar en uzun ilişkimin 4 ay sürmesi de bana şaşırtıcı gelmiyor..Diğer insanların 'artık uzun bir ilişkinin zamanı gelmedi mi?' sorularını, ne uzunu, ne ilişkisi şeklinde cevaplarken ''acaba'' sorusunu çoğu zaman hiç kullanmıyorum..

Sadece eğlencem için çıkıyorum ve bunun için, işin içine sadece biraz duygu katıyorum. Artık sevgi dolu davranamayacağım zamansa çoktan herşey bitmiş oluyor. Hoşlandığımı sandığım bütün erkekler, en kötüsü, o kısacık ilişkinin sonunda bana fazlaca değer vererek, onların deyimiyle aşık olarak ayrılıyorlar. Hayatımda en çok yaşadığım şey, bu yüzden, vicdan azabı olabilir. Bunu birlikte olmak için her şeyi yapabilme kapasitesine sahip adamlara benzetebiliriz aslında. Ben sadece bunu duygusal olarak yapıyorum ve çoğu zaman gerçek anlamda istemeyerek yapıyorum. Tüm bunları, son biten ilişkimden sonra uzun uzun düşünüp kendime itiraf ettim.Bunları yazarak kendi içimde farkındalık yaratabilir miyim diye düşünüyorum ve dış düşüncelere ihtiyacım olduğuna da karar veriyorum.

Henüz, önüme doğru kişinin çıkmadığı katıksız bi gerçek, ama bi gerçek daha var; çokca insan üzdüğüm. Şu an bi sevgilim var. Evet yine ayrılmak istiyorum. Ayrılma evresinde en çok oyalandığım ve zorlandığım insan o olabilir. Onunla ve diğerleriyle neden mi çıktım? neden mi ayrılıyorum..